SAFETYLIT WEEKLY UPDATE

We compile citations and summaries of about 400 new articles every week.
RSS Feed

HELP: Tutorials | FAQ
CONTACT US: Contact info

Search Results

Journal Article

Citation

Arslan MM, Demirkiran DS, Akçan R, Zeren C, Kokacya MH. Eurasian J. Med. 2016; 48(1): 6-9.

Affiliation

Department of Psychiatry, Mustafa Kemal University School of Medicine, Antakya, Hatay, Turkey.

Copyright

(Copyright © 2016, Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi)

DOI

10.5152/eurasianjmed.2015.154

PMID

27026756

Abstract

OBJECTIVE:
Child sexual offenders are a poorly studied and relatively neglected population in our country. This study aims to evaluate the relationship between criminal behavior and socio-demographic characteristics of a series of child sexual offenders.
MATERIALS AND METHODS:
The records of social worker interviews with 48 child sexual offenders between 2009 and 2013 were used. The reports issued by social workers regarding child sexual offenders were retrospectively examined, since these reports were relatively the most thorough documents including offenders' personal and familial characteristics, and criminal event information. Cases were investigated in terms of socio-demographic and psychosocial characteristics.
RESULTS:
There were 48 children interviewed based on an alleged sexual crime, during four-year of study period. All of the cases were male and their ages ranged between 12 and 17 years. Of these, 50% were students at any grade of school. Five cases were living in social service facilities. Only two cases involved incest. Of all, three offenders were accused of repeated sexual crimes. Type of sexual assault was anal penetration in 20 (41.7%) cases. Of all cases, 19 were cigarette smoker, while 4 were drug abusers. The families of 12 (25%) cases suffered from low socio-economic status, while 23 (47.9%) offenders were members of broken families. According to social worker reports, 47 cases had criminal responsibility based on their psychosocial development. Out of all cases, 7 children were suspected of suffering from impulse control disorder and one was suspected to be mentally retarded. Twelve cases were reported to need consulting and social protective services.
CONCLUSION:
The rate of offenders with interrupted education was considerably high. Interestingly the number of male victims and the frequency of cases involving anal penetration were high. Obtained results suggest that male children of broken and scattered families, and particularly those lacking father's supervision were more likely to commit a sexual crime.
KEYWORDS:
Sexual crime; broken family; child sexual offender


Language: en

Vernacular Abstract

AMAÇ:
Cinsel saldırı sanıkları yeteri kadar tanımlanmayan ve rapor edilmeyen bir konudur. Biz bu çalışma ile çocukluk çağı cinsel istismarcılarının sosyodemografik özellikleri ile suç ilişkisini incelemeyi amaçladık.
GEREÇ VE YÖNTEM:
Sosyal hizmet uzmanlarının 2009–2013 yıllarında 48 olgu ile yaptıkları görüşmeler sonrasında düzenledikleri raporlar retrospektif olarak incelenmiştir. Çalışma için bu raporların tercih edilmesinin nedeni ise sanıkların bireysel, ailevi özelliklerini ve suç ile ilgili bilgileri içeriyor olmasıdır. Olguların sosyodemografik ve psikososyal özellikleri araştırılmıştır.
BULGULAR:
Dört yıllık sürede cinsel suç işlediği iddiası ile görüşme yapılan olgu sayısının 48 olduğu belirlendi. Sanıkların yaşları 12 ile 17 arasında ve hepsi erkek cinsiyetinde idi. Olguların %50’si eğitimine devam etmediği saptandı. Olguların sadece 2’sinde ensest öyküsü vardı. Sanıkların 3’ünde suç tekrarı olduğu belirlenmiştir. Cinsel eylem türü olarak 20’sinde (%41,7) fiili livata olduğu iddia edilmiştir. Sanıkların 19’u sigara, 4’ü drug kullandığını belirtmiştir. 12 ailenin (%25) ekonomik durumu bulunduğu çevre koşullarına göre yetersiz olduğu kanaatine varılmıştır. Dağılmış aile öyküsü olan 23 olgunun (%4,9) 15’inde babadan ayrı yaşadıkları, üç olguda babanın ölmüş olduğu saptanmıştır. Sosyal hizmet uzmanın görüşüne göre olguların 47’si psikososyal gelişim olarak yapılan eylemin farkında oldukları bildirilmiştir. Olguların 7’sinde dürtü kontrol bozukluğu ve 1 olguda zekâ geriliği olabileceği belirtilmiştir. Diğer olgularda arkadaş çevresinden etkilenme ve dağılmış ailenin suç işlemede önemli etkenler olduğu kanaatine varılmıştır. 12 çocuk için danışmanlık hizmeti veya korunma tedbirinin uygulanması gerektiği bildirilmiştir.
SONUÇ:
Sonuç olarak çalışmamızda; cinsel suç işlediği iddia edilen çocuklarda eğitimini devam etmeme kararı verenlerin oranı yüksek bulunmuştur. Erkek mağdurların ve fiili livata eylemi oranının yüksek bulunması dikkat çekici bulunmuştur. Dağılmış aile ve özellikle babanın olmadığı ailelerin erkek çocukları cinsel istismar suçu işlemeye daha yatkın olduğu tespit edilmiştir.

NEW SEARCH


All SafetyLit records are available for automatic download to Zotero & Mendeley
Print